Amerika Birleşik Devletleri’nde 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen oy kullanma işlemleri büyük ölçüde tamamlandı. Bu tarihte yalnızca başkanlık seçimleri yapılmadı, aynı zamanda kongre seçimlerine de gidildi. Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın önde olduğu gözlemlenirken, bu süreçte ise kongre üyeliği için yapılan seçimlerde Cumhuriyetçiler önemli bir başarı elde etti.
Cumhuriyetçiler, yapılan Senato seçimleri sonucunda 51 sandalye kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Bu seçim sonuçları, Cumhuriyetçilerin özellikle Batı Virginia ve Ohio eyaletlerinde Demokrat rakipleri karşısında kazandıkları koltuklarla perçinlendi. Cumhuri̇yetçi adaylar Jim Justice ve Bernie Moreno, partilerine iki yeni sandalye kazandırarak, toplamda 51 sandalyeye ulaşmalarını sağladı. Buna karşılık Demokratlar ise 42 sandalye kazanarak geride kaldı.
2022’de, her ne kadar Demokratlar Senato’da çoğunluğu sağlamış olsa da, 2024 başkanlık seçimleri ve bağlantılı kongre seçimleri ile birlikte durum değişti. 2022 ara seçimlerinde kazanılan sandalye sayıları, 2024 seçimleriyle kıyaslandığında değişkenlik göstermekte. Örneğin, 2022 ara seçimlerinde Senato’da Demokratlar ön plandayken, 2024 yılı itibarıyla Cumhuriyetçilerin kazandığı sandalye sayısı belirgin bir artış gösterdi.
Kongre’nin 435 koltuktan oluşan Temsilciler Meclisi’nde ise Cumhuriyetçiler 179 sandalyeye ulaşarak Demokratlar’ı 148 sandalyede bırakmayı başardı. Temsilciler Meclisi’nde, bir partinin çoğunluğu sağlaması için 218 üyeye ulaşması gerektiği için, Cumhuriyetçiler bu bağlamda önemli bir avantaj elde etmiş durumda. Bu durum, politika gündemini etkileyen kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.
ABD’de başkanlık seçimleriyle paralel olarak yapılan 100 sandalyeli Senato ile ilgili kongre seçimleri, her ne kadar başkanlık seçimleri kadar halk arasında yankı uyandırmasa da, Amerikan siyasetinde büyük bir öneme sahip. Hangi partinin kongre üyeliğini hangi kanatta kontrol ettiği, ABD Başkanı’nın yetki alanını ve çalışma dinamiklerini önemli ölçüde etkiliyor. Senato üyeleri 6 yıllık bir süre için seçilirken, her eyalette iki senatör bulunduğu unutulmamalıdır.
Bu seçimlerin sonuçları, Amerikan kamuoyunun yanı sıra dünya genelinde de dikkatle takip edilmekte. Zira ABD’nin politik yapısı ve partilerin güç dengeleri, yalnızca kendi iç siyaseti değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla, bu kongre seçimleri ve başkanlık seçimi, önümüzdeki yıllarda Amerika’nın nasıl bir yöne evirileceği açısından kritik bir öneme sahip.