İspanya’nın Valensiya bölgesinde meydana gelen felaket, adeta tüm dünyayı şaşkına çevirdi. Bu olay, özellikle ülke gündeminde geniş yankılar uyandırdı. 217 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bu büyük felakette, dikkat çeken bir hikaye de yaşandı. Hayatını kaybeden bir kadının görümcesiyle birlikte üç gün boyunca bir araçta mahsur kalması, trajedinin insan boyutunu gözler önüne serdi.
Yerel haber raporları, yardımın gelmesini dört gözle bekleyen kadının, hayatını kaybeden görümcesiyle birlikte çaresizlik içerisinde zaman geçirdiğini belirtti. Bu süre zarfında, suyun yükselmesi nedeniyle kadının içinde bulunduğu araç sürekli olarak daha da karanlık bir hale geldi ve kadın, yaşadığı bu zorlu durumu adeta hayatta kalma mücadelesi olarak yaşadı.
Kadın, yaşadığı bu zor durum içerisinde, hayatı kaybeden akrabasıyla birlikte umutla bekledi. Selin kendisini sıkıştırdığı diğer araçların yarattığı korkunç sıkışma anlarında, tek başına olmanın verdiği korkuyla mücadele etti. Üç günün sonunda, nihayet ekiplerin müdahalesiyle kurtarıldı.
İngiliz basınında yer alan The Sun haberine göre, kadının bulunduğu araçtaki su seviyesi sadece boyun kısmına kadar yükselmişti. Bu durum, kadının hayatta kalma şansını artırdı; ancak yaşanan felaketin büyüklüğünü de gözler önüne serdi. Benetusser ve Alfafar belediyeleri arasında konumlanan tünel, önde gelen İspanyol gazetesi El Mundo tarafından “kara tünel” olarak tanımlandı. Bu ifade, o anların vahametini yansıtmak için kullanıldı.
Felaketin büyüklüğü, itfaiye ekiplerinin olay yerine intikal etme süresini de etkiledi. Ekipler, içinde yolcu olup olmadığı kontrol edilmeden önce araçları sudan çıkarmak için gönüllü bir traktör sürücüsü ile birlikte çalıştı. Tünelin ilerleyişindeki sürücülerin, aniden meydana gelen su baskını nedeniyle yolda kaldığı ve tünel içerisine sürüklendiği bildirildi. Bu durum, benzeri felaketlerin önlenmesi açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.
İspanya’da yaşanan bu olay, felaket öncesindeki ve sonrasındaki hazırlıkların ne denli önem taşıdığını bir kez daha göstermektedir. Felaket, sadece bireyleri değil, tüm toplumu etkileyen sonuçlar doğurmakta ve bu tür durumlara karşı daha iyi bir hazırlığın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yerel yönetimler, bu tür olumsuz durumlarda acil müdahale ekiplerinin ve kurtarma çalışmalarının daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesi için çeşitli planlamalar yapmak zorundadırlar. Aksi halde, başka hayatlar kaybedilirken, benzeri durumlarla baş edebilmek oldukça zor olacaktır.