İsrail ile İran arasında süregelen gerilim, son zamanlarda bazı yumuşamalar göstermiş olsa da, iki taraf arasında sert söylemler ve askeri tehditler devam etmekte. Özellikle İran, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılara karşılık olarak olası misillemeler yapma niyetinde olduğunu açıkça belirtiyor.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi İsmail Kevseri, İsrail’e yönelik bir askeri yanıt hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kevseri, yapılan görüşmelerle birlikte Siyonist İsrail rejimine karşı verilecek askeri karşılığın nihayetlendirilmiştir. Bu konuda Ulusal Güvenlik Konseyi’nin tüm üyeleri arasında bir fikir birliğine varılmıştır.
Kevseri’nin açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise, verilen yanıtın gelecekte gerçekleştirilecek bir operasyonun daha yıkıcı olacağına dair ifadeleri. “Bu kararın ne zaman hayata geçirileceği, tamamen silahlı kuvvetlerimizin kararına bağlıdır. Planlamalar yapılmakta ve operasyonun zamanlaması üzerinde çalışılmaktadır,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu operasyonda bölgedeki direniş güçleri ile ortak hareket edeceklerini de belirtti.
İran hükümeti içinden gelen açıklamalara atıfta bulunan Kevseri, bazı yetkililerin İsrail’e yanıt verilmemesi yönündeki görüşlerini eleştirdi. Ancak, bu kişilerin alınacak kararda bir rolü olmadığını vurguladı. “Siyonist İsrail rejiminin askeri yanıtı, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde alınmaktadır ve bu bağlamda herhangi bir hükûmet yetkilisinin etkisi bulunmamaktadır” dedi.
Bunun yanı sıra, İsrail’in İran’a yönelik saldırısının ardından, Tahran yönetimi uluslararası hukuk çerçevesinde kendi meşru müdafaa hakkını kullanacaklarını da açıkladı. Kevseri, düşmanın İran’a karşı büyük hatalar yaptığını ve bu durumun artık cevap verme hakkının doğduğunu öne sürdü. “Biz, bu durumda Siyonist rejime karşı yeni bir operasyon düzenleyebiliriz. Bu, en doğal hakkımızdır ve ileride Siyonist rejime yanıt vermek için kesin olarak harekete geçeceğiz,” diye ekledi.
Sonuç olarak, İran ve İsrail arasındaki gerginlik devam ederken, özellikle İran tarafından atılacak adımların dikkatle takip edilmesi gerekiyor. Hem askeri stratejiler hem de uluslararası hukuk çerçevesinde ortaya çıkacak durumlar, bölgedeki güvenlik dengelerini etkileyecektir.