ABD, 5 Kasım 2024 tarihinde yapılacak olan başkanlık seçimlerine hazırlık sürecinde. Seçim günü yaklaştıkça, adaylar arasında yoğun bir siyasi gerilim de gözlemleniyor. Adaylardan biri olan Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump, seçim yarışını kazanmak amacıyla mitinglerine ve kampanya programlarına hız verdi. Bu süreçte, özellikle Trump’ın açıklamaları dikkat çekiyor.
Donald Trump, 6 Ocak 2021’de yaşanan Kongre baskını ve 2020 Başkanlık seçim sonuçlarına müdahale girişimleriyle ilişkili olarak savcı Jack Smith tarafından açılan duruma dair önemli ifadeler kullandı. Bir radyo programında sorulan bir soru üzerine, başkan olması durumunda ya kendisine af çıkaracağını ya da Smith’i görevden alacağını belirtmesi üzerine Trump, “O hilekarı 2 saniyede kovarım” ifadelerini kullandı. Bu konunun, başkan olduğunda ele alınacak başlıca meselelerden biri olacağını da vurguladı.
Trump’ın Jack Smith hakkındaki açıklamaları, 6 Ocak olayları ve 2020 seçimlerine dair açılan davalar kapsamında dikkat çekiyor. Eski Başkan, Ağustos 2023’te Smith tarafından açılan ceza davasında kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmişti. Trump, 6 Ocak’taki olaylar sırasında Beyaz Saray’da görevde olduğunu ve dolayısıyla “dokunulmazlık” hakkına sahip olduğunu öne sürerek, davanın düşmesi için Temyiz Mahkemesi’ne başvurmuştu.
ABD Yüksek Mahkemesi, 1 Temmuz 2024’te, Trump’ın 6 Ocak Kongre baskınındaki rolü ve 2020 seçimlerine müdahale iddiaları ile ilgili olarak bazı konularda “dokunulmazlık” hakkına sahip olduğuna karar verdi. Mahkeme, oy birliğiyle, Trump’ın resmi eylemleri nedeniyle kovuşturmaya karşı dokunulmazlık hakkının bulunduğu ancak bu dokunulmazlığın özel davranışları için geçerli olmadığını ifade etti. Bu karar, Trump’ın yargılanma sürecini etkileyen önemli bir gelişme oldu.
Diğer bir gelişme, savcı Jack Smith’in 2 Ekim 2024 tarihinde Trump’a yönelik yeni bir iddianame hazırladığına dair haberler. Smith, Trump’ın “işlediği suçların temelde özel alana girdiğini” vurgulamış ve eski başkanın “diğer bütün vatandaşlar gibi yargılanması gerektiğini” ifade etmiştir. Trump’ın avukatlarına, Smith’in iddianamesine yanıt vermeleri için 7 Kasım 2024’e kadar süre verilmiş durumda. Yargıç Tanya Chutkan, her iki tarafın savunmalarını inceledikten sonra Trump’ın yargılanıp yargılanmayacağına karar verecek.
Bu tür açıklamalar ve gelişmeler, Trump’ın seçim sürecindeki stratejisini ve kamuoyundaki algısını etkiliyor. Siyasi arenada yoğun bir rekabet sürerken, aynı zamanda Trump’ın hukuki meseleleri de dikkatli bir şekilde izleniyor. Seçim sürecinin bu aşamasında Trump ve rakipleri arasındaki kutuplaşma ve gerilim, önümüzdeki günlerde kamuoyunda daha fazla yankı bulabilir. Donald Trump’ın seçim kampanyasındaki söylemleri ve hukuki mücadeleleri, 2024 seçimlerinin en kritik başlıklarından biri olarak öne çıkıyor.