İngiltere Kralı Charles, 2024 yılında Avustralya’yı resmi bir ziyarette bulundu. Bu ziyaret, ülkedeki temaslarının ikinci gününde gerçekleşti ve Kral, başkent Canberra’da Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve muhalefetteki Liberal Parti lideri Peter Dutton tarafından karşılandı. Ziyaretin başında, Başbakan Albanese, parlamentoda yaptığı konuşmada Kral Charles’a, “Burada, demokrasimizin kalbinde sizi ilk kez hükümdar olarak ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.” diyerek teşekkürlerini iletti.
Kral Charles, Albanese’in ardından Avustralya Parlamentosuna hitap etti. Konuşmasında, Avustralya’daki öğrencilik yıllarından, ülkenin iklim değişikliğine karşı savunmasızlığından ve “First Nations” yani yerli halk konularından bahsetti. Ancak, hitabının ardından Kral Charles, konuşmasını tamamladıktan sonra platformdan ayrılmak üzereyken Aborjin Senatör Lidia Thorpe’un sert tepkisi ile karşılaştı. Thorpe, “Burası senin toprağın değil. Benim kralım değilsin. Bizim kralımız değilsin.” diyerek Kral’a karşı sert eleştirilerde bulundu.
Senatör Thorpe, Kral Charles’a seslenerek, “Halkımıza karşı soykırım işlediniz. Bize topraklarımızı geri verin. Bizden çaldıklarınızı geri verin,” ifadelerini kullanarak, tarih boyunca maruz kaldıkları adaletsizliklere dikkat çekti. Thorpe, İngiliz kraliyetinin Avustralya’yı işgal ettiğini savunarak, “Kral Charles bu toprakların meşru hükümdarı değildir.” şeklinde konuştu. Bu anlar, Kral Charles’ın hitabının ardından yaşanması sebebiyle oldukça dikkat çekti.
Senatör Thorpe’un bu sözleri, parlamentoda büyük bir gerginliğe yol açtı ve ardından güvenlik görevlileri tarafından parlamentodan çıkarıldı. Bu olay, Avustralya’nın yerli halklarının yaşadığı tarihsel sorunlara ve onları temsil etme taleplerine ışık tuttu. Özellikle, 2017 yılında yerli liderlerin oluşturduğu “Uluru Ulusal Anayasa Komisyonu”nun teklifiyle hazırlanan “Uluru Bildirisi”, “söz hakkı, antlaşma ve hakikatin beyanı” konularında talepleri içeriyor. Ancak, bu süreçte düzenlenen “Mecliste Yerli Sesi” referandumunda, Avustralya’nın tüm eyaletlerinde elde edilen sonuçlar, büyük bir çoğunluğun yüzde 60,5 oranında “hayır” oyu vermesiyle, Torres Strait Islanders ve Aborjinlerden oluşan “Mecliste Yerli Sesi” heyetinin kurulmasını reddetti.
Kral Charles’ın Avustralya ziyareti, sadece iktidar ve siyasi temsili değil, aynı zamanda tarihin getirdiği derin izlerin hala kendini nasıl hissettirdiğini de gözler önüne serdi. Kral’ın Avustralya’daki bu önemli teması, hem tarihsel hem de güncel bağlamda yerli halklarıyla ilişkisi üzerinde durması açısından büyük bir anlam taşıyor. Thorpe’un eylemi, Avustralya’nın tarihindeki karanlık dönemlerin hala hatırlanıyor olmasının ve bu tarihle yüzleşmenin önemini vurguluyor. Bu tür olaylar, ülkedeki kolektif hafızanın ve adalet arayışının ne denli derin olduğunu ortaya koyuyor. Kral Charles’ın Avustralya ziyareti, uluslararası ilişkilerde olduğu kadar, tarihi adalet talepleri açısından da önemli bir dönüm noktası olarak kaydedildi.
