ABD’nin Boston kentindeki John Joseph Moakley Adliyesi’nde devam eden bir iade davasında Eylem Tok hakkında yeni bir gelişme yaşandı. Tok, Türkiye’ye iade edilme süreci kapsamında tutuklu bulunan Timur Cihantimur’un annesi olarak dikkat çekiyor. Dava için hazırlanan tarihi dilekçede, Savcı Kristen A. Kearney, Tok’un Türkiye’ye iadesini destekleyecek ek hukuki belgeleri mahkemeye sundu. Bu belge, Türkiye’de Tok’un resmi olarak suçlanıp suçlanmadığı ve Türkiye’nin iade talebinin değerlendirilmesini içeren önemli sorulara yanıt aramaktadır.
Eylem Tok’un avukatları, müvekkillerinin Türkiye’de herhangi bir suçlamayla karşılaşmadığını belirterek, Türkiye’nin iade talebinin hukuki bir temeli bulunmadığını iddia ettiler. Avukatlar, Türkiye’de Tok’a karşı resmi bir suçlama bulunmadığı gerekçesiyle, ABD-Türkiye arasındaki iade anlaşmasına aykırı bir durum olduğu argumentasyonunu öne sürdüler. Ancak savcılık, bu savunmaya karşı çıkarak, Türkiye’nin Eylem Tok’un işlediği iddia edilen suçlarla ilgili olarak kovuşturma başlatma planı olduğuna dikkat çekti. Bu durumun, iade talebinin kabul edilmesi için yeterli bir temel oluşturduğunu savundu.
Savcılık, iade anlaşmasının geniş bir şekilde yorumlanabileceğini ve Eylem Tok’un Türkiye’de yargılanabilmesi için resmi bir suçlamanın varlık göstermesinin zorunlu olmadığını ifade etti. Tok’un avukatlarının aksine, savcı Kearney, iade sürecinde resmi bir suçlama belgesi sunulmasının zorunlu olmadığını ve bunun Tok’un iadesine engel teşkil etmeyeceğini belirtti. Bunun yanı sıra, mahkemenin delillerin güvenilirliğini sorgulama yetkisi bulunmadığını vurguladı. Savcılık, ABD mahkemelerinin, Türkiye’de yapılacak yargılamaları etkilememe ilkesine bağlı kalınarak delillerin güvenilirliği ile ilgili iddiaların o ülkede mercek altına alınması gerektiğinin altını çizdi.
Mahkemede tartışılan bir diğer önemli konu, Eylem Tok’un avukatlarının Türkiye’nin iade taleplerinde yer alan delillerdeki tutarsızlıklara dikkat çekmesi oldu. Avukatlar, bu tutarsızlıkların mahkemeyi iade kararından caydırabileceğini savunurken, savcılık, iade süreçlerinde delillerin güvenilirliğinin sorgulanamayacağını vurguladı. Eylem Tok’un Türkiye’de yargılanacak olmasının ve delillerin güvenilirliğinin orada değerlendirileceğini ifade eden savcılık, geçmiş davalardaki benzer durumları da örnek göstererek bu yöndeki müzakerelerin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Savcılık ayrıca, ABD ve Türkiye arasındaki iade anlaşmasının şartlarına tam olarak uyulduğunun altını çizdi ve Eylem Tok’un Türkiye’ye iade edilmesinin önünde yasal bir engelin bulunmadığını ifade etti. Dilekçede, daha önce benzer iade davalarına değinilerek, ABD’nin diğer ülkelerle yaptığı iade anlaşmalarının benzer hükümler taşıdığına dikkat çekildi. Savcılık, Tok’un iadesinin hukuki dayanağının sağlam olduğunu tekrarladı.
Sonuç olarak, Eylem Tok’un Türkiye’ye iadesiyle ilgili sürecin karmaşık bir yapıya sahip olduğu gözlemleniyor. İade talebinin gerekçeleri, avukatların savunmaları ve mahkeme kararlarının nasıl bir yön alacağı merakla beklenmektedir. Bu dava, hem Türkiye-ABD ilişkileri açısından hem de uluslararası hukukun işleyişi bakımından önemli bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor.