Hollanda hükümetine bağlı ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından desteklenen “Uluslararası Küresel Su Ekonomisi Komisyonu” tarafından hazırlanan yeni bir rapor, küresel su döngüsündeki ciddi dengesizlikleri gün yüzüne çıkarmıştır. The Hill gazetesinin haberine göre, bu rapor, dünyanın su döngüsünün “insanlık tarihinde ilk kez” kritik bir dengesizlik yaşadığını ortaya koymaktadır. Bu dengesizliğin, uzun yıllardır devam eden kötü yönetim uygulamaları ve suyun değerinin yeterince bilinmemesi gibi etkenlerden kaynaklandığı ifade edilmektedir.
Raporda ayrıca, günümüzde her gün 5 yaşın altındaki 1000 çocuğun güvenli olmayan su kaynakları ve kötü hijyen koşulları nedeniyle hayatını kaybettiği gerçeğine dikkat çekilmektedir. Bu durum, insanlığın ortak geleceği açısından büyük bir endişe kaynağıdır. Raporda “Artık tatlı su mevcudiyetine güvenemeyiz” ifadeleriyle, suyun artık güvenilir bir kaynak olarak görülmediği vurgulanmaktadır. Gıda sistemlerinin tatlı su kaynaklarının azalması ile sarsıldığı ve yer altı su havzalarının kurumasıyla şehirlerin risk altında olduğu belirtilmektedir.
Söz konusu rapor, dünya genelindeki gıda üretiminin yarısından fazlasının su kaynaklarının giderek azaldığı yerlerde gerçekleştiğine işaret etmektedir. Eğer mevcut uygulamalarda bir değişiklik yapılmazsa, bu durumun ileride daha da kötüleşeceği öngörülmektedir. Raporda, iklim değişikliğiyle birlikte artan sıcaklıkların ve mevcut su yönetimi politikalarının, 2050 yılında yüksek gelirli ülkelerin gayri safi yurtiçi hasıla oranlarını ortalama yüzde 8 oranında, düşük gelirli ülkelerin ise yüzde 10 ila 15 oranında azaltabileceği belirtilmektedir.
Su döngüsü, yer yüzeyindeki suyun buharlaşması, yağış olarak geri dönüşü ve yeraltında suyun hareketi gibi doğal süreçleri içermektedir. Ancak, rapor bu döngünün artık sürdürülebilir olmadığını ve insanlığın bu ekosistem üzerinde kontrolü kaybettiğini ortaya koymaktadır. Küresel su krizinin etkileri sadece suya erişim sorunu ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda gıda güvenliği, sağlık ve ekonomik istikrar gibi birçok alanda derin sonuçlar doğurabilecektir.
Sonuç olarak, “Uluslararası Küresel Su Ekonomisi Komisyonu” tarafından yayımlanan bu rapor, dünya genelinde su kaynaklarının azalmasının, insan sağlığı ve ekonomik duruma olan etkilerinin altını çizmektedir. Su yönetiminde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğu, yoksa insanlık açısından daha büyük sorunların doğacağı uyarısı yapılmaktadır. Su, sadece bir yaşam kaynağı değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal istikrarın sağlanmasında temel bir unsurdur; bu nedenle suyun korunması ve sürdürülebilir yönetimi tüm ülkeler için öncelikli bir hedef olmalıdır. Aksi takdirde, mevcut sorunlar daha da büyüyerek tüm insanlık için tehdit oluşturmayı sürdürecektir.
