Gazze’deki insani kriz, son dönemlerde giderek derinleşmekte. Bilhassa 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail, Gazze’de sivil halkı hedef alan saldırılarına devam ediyor. Bu saldırılar, dünya genelinde büyük tepki toplarken, ateşkes çağrılarına kulak asmadan bölgeye bombalar yağdıran İsrail, can kaybının artmasına neden oluyor. Hükümetlerin ve insan hakları savunucularının çağrılarına rağmen, çatışmalar durmuyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, 376 gün süren bu saldırıların son 24 saat içinde gerçekleştirilen altı farklı bombalı saldırıda, toplam 65 Filistinli hayatını kaybetmiş, 140 kişi ise yaralanmıştır. Bu durum, bölgedeki insani krizin ne denli derinleştiğini gözler önüne seriyor. Saldırılardan etkilenen siviller, temel ihtiyaçlarına erişimde büyük güçlükler yaşıyor.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren özellikle yoğunlaşmış durumda. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir diğer açıklamada, son bir yıl içinde yaşamını yitiren Filistinlilerin toplam sayısının 42 bin 409’a ulaştığı belirtiliyor. Yaralı sayısının ise 99 bin 153 olarak kaydedildiği, bu durumun bölgedeki sağlık hizmetlerinin üzerinde büyük bir yük oluşturduğu ifade edilmektedir. Gazze’de yaşanan bu trajik durum, dünya genelindeki sosyal medya platformlarında, çeşitli haber kaynaklarında ve insan hakları örgütlerinin raporlarında sıkça gündeme geliyor.
Savaşın ve çatışmaların yarattığı bu karmaşa, Gazze’de yaşayan insanların günlük yaşamını derinden etkilemekte. Birçok aile, sevdiklerini kaybetmişken, hayatta kalanlar ise hem fiziksel hem de psikolojik anlamda büyük travmalar yaşamaktadır. Kişisel hayatların yanı sıra toplumsal yapı, eğitim, sağlık gibi pek çok alan da ciddi şekilde zarar görmekte. Okul ve hastane gibi temel yapıların da hedef alınması, çocukların eğitim hakkını ve insanların sağlık hizmetlerine erişimini etkileyerek, bu kriz daha da derinleşmektedir.
Buna ek olarak, uluslararası toplumun bu duruma duyarsız kalması, Gazze’deki halkın yaşadığı korkunç koşulların devam etmesine sebep olmaktadır. Birçok ülke, yaşanan felaket karşısında ya açıklama yapmakta ya da çoğunlukla pasif bir duruş sergilemektedir. Bu durum ise Filistinlilerin çaresizliğini pekiştirmekte, umutsuzluklarını artırmaktadır. Gerekli yardımların ulaştırılması, yaralıların tedavi edilmesi ve temel ihtiyaçların karşılanabilmesi için uluslararası yardım kuruluşlarının bölgeye acil olarak müdahale etmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, Gazze’deki can kaybı ve insani kriz durumu, sadece bir bölgeyle sınırlı kalmayıp, tüm dünya için bir mesele haline gelmiştir. Savaşın doğrudan etkilediği insanlar, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kamuoyunun ilgili ve duyarlı olmaları, bu insanlık dramını durduracak tek yol gibi görünmektedir. İnsanların temel haklarının korunması ve savaşın sona ermesi adına somut adımların atılması, bu trajedinin son bulmasına yardımcı olabilir.
