İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Adraee, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Beyrut’un güney kesiminde Hizbullah’a ait bir silah deposunu hedef aldıklarını duyurdu. Bu açıklama, Adraee’nin daha önce Beyrut’un güneyindeki bazı noktalara Hizbullah’la bağlantılı olduğu iddia edilen hedeflere saldırma tehditinde bulunmasının ardından geldi. Bu durum, bölgede gerginliğin arttığını ve askeri eylemlerin yeniden başladığını gösteriyor.
İsrail, 10 Ekim 2023 tarihinden bu yana Beyrut’a herhangi bir saldırıda bulunmamıştı. Ancak, son gelişmelerle birlikte bu sessizliğin sona erdiği anlaşılıyor. Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki çatışmalar, 8 Ekim 2023 tarihi itibarıyla başlamış olup, bu süreçte iki taraf arasında kontrolsüz çatışmalar devam ediyor. Hazırlanan raporlara göre, 23 Eylül 2023 itibarıyla Lübnan’ın güney kentlerine ve Bekaa ile Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenlendiği bildirilmekte.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana gerçekleşen çatışmalar sonucunda, 104’ü çocuk ve 194’ü kadın toplamda 2.350 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca, çatışmaların etkisiyle 10.906 kişi de yaralandı. Bu durum, hem bölgedeki insani dramı gözler önüne seriyor hem de uluslararası toplumun dikkatini çekiyor.
Süregeldiği belirtilen çatışmalar, yalnızca askeri bir düzlemde değil, aynı zamanda siviller için büyük tehlikeler barındırmaktadır. Özellikle çocuklar ve kadınlar gibi savunmasız gruplar, bu çatışmalardan en fazla etkilenen kesimler arasında yer alıyor. Savaşın getirdiği yıkım, bölgedeki sağlık sistemini ve altyapıyı ciddi anlamda zor duruma sokmuş durumda.
İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırıları, bölgedeki dengeleri değiştirmeye yönelik bir strateji olarak görülüyor. Ancak bu tür askeri eylemler, uzun vadede barışın sağlanmasına katkıda bulunmak bir yana, daha fazla çatışma ve kayıplara neden olabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor. Uluslararası toplum, bu tür askeri müdahale ve saldırıların sona ermesi için çağrılarda bulunurken, aynı zamanda barışçıl çözüm yollarının aranması gerektiği üzerinde duruyor.
Sonuç olarak, Beyrut’taki çatışmalar ve hava saldırıları, sadece bölgedeki tarafları değil, bütün dünyayı etkileyebilecek bir boyut kazanmış durumda. İnsani kayıplar ve çatışmaların ağırlığı, barış ve güvenliğin sağlanması konusunda acil adımlar atılmasını zorunlu kılıyor. Hem Hizbullah hem de İsrail’in daha fazla kayıp vermemek adına diyalog ve müzakere yolunu seçmesi, bölgedeki gerginliğin azalması için kritik önem taşıyor.
