G-QXXHXL9JW0
USD34,25
EURO37,62
CNY4,88
GBP45,08
EURO/USD1,10
BIST9.109,34
Petrol78,09
GR. ALTIN2.920,25
BTC2.140.817,40

Banka Müdürü İddiasıyla Dolandırıcılık Davası

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul’da Dolandırıcılık Davası Devam Ediyor

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Seçil Erzan, tutuksuz müşteki-sanık Haghani ve avukatları katıldı.

Duruşma sırasında savunma yapan Erzan, Haghani’nin yakın bir arkadaşının eşi olduğunu belirterek, tanışma nedenini açıkladı. Haghani’den para desteği istediğini ifade eden Erzan, bir miktar para aldığını ancak bunu faiziyle geri ödediğini öne sürdü. "Moci’yle bir para alışverişi yaparken, ‘Süleyman Aslan’dan para alabilir miyiz?’ diye düşündük. Süleyman abi, 14 milyon lira geri almak şartıyla para vermeyi kabul etti. Moci Aslan’ın hesabından 10 milyon lira çekti, ben kefil oldum. Bu parayla Bozcaada’daki evin ipoteğini kaldırmayı planlıyorduk," dedi.

Erzan, aldıkları 10 milyon lirayı Aslan’a 14 milyon lira olarak geri ödediklerini, ancak senedinin yırtıldığını ve geri alamadıklarını savundu. Bir süre sonra Aslan’ın kendisine 11 milyon lira verdiğini ve dolar kurunun artması sebebiyle kendisinden 18 milyon lira talep ettiğini belirten Erzan, bu anlaşmaya uyarak ayrıca bir senet imzaladığını iddia etti.

Mahkeme başkanının "Tekrar para vermiyorum desen ne olurdu?" sorusuna Erzan, "Ben bir banka müdürüyüm. Bu insanlar benim müşterim. Banka beni işten atardı. Süleyman Aslan’a 3 milyon dolar fazla ödedim, senetleri geri alamadım. Herkes ‘Bize para vereceksin’ diyordu. Süleyman Aslan bankanın çok ciddi mevduat müşterisiydi," şeklinde cevap verdi.

Erzan, Aslan’la olan para alışverişinin borç adı altında gerçekleştiğini, kendisine kesinlikle "fon" ifadesinin kullanılmadığını öne sürdü. Ayrıca, Haghani’den aldığı 200 bin lirayı geri ödediğini ve aralarında bir borç kalmadığını belirtti.

Erzan, "Mehmet Aydoğdu, o dönemde üst düzey yönetici olmamışken bile ‘Mehmet Aydoğdu fonu’ demişim gibi konuşuyorlar. Moci’den 200 bin lira aldım, onu geri ödedim. Alacak vereceğimiz kalmadı," diyerek ifadesine devam etti. Erzan, kendisinin tehditlere maruz kaldığını ve başına gelenleri anlattı: "Beni o evde kapıda kilitliyorlardı. Üzerimde sigara söndürdüler, pastanede bile yüzüme bardak fırlattılar. Bu insanlar, ‘Denizde kum Seçil’de para’ düşünüyorlardı. ‘Ne yaparsan yap, bu parayı bul, bize getir’ diyorlardı. Herkes beni çok seviyordu, pamuklara sarıyorlardı."

Duruşmada söz alan Haghani ise Erzan’ın kendisine "Fatih Terim fonu var, boşluk kaldı, siz de para verirseniz boşluğu kapatırız, siz de faydalanırsınız," şeklinde vaat ettiğini ve bu nedenle toplamda 280 bin dolar verdiğini iddia etti. Haghani, Erzan’ın başarılı bir banka müdürü olması nedeniyle ona güvenerek para verdiğini ancak geri alamadığını öne sürdü.

Mahkeme heyeti, bu dosya ile ana dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle iki davanın birleştirilmesine karar verdi. Ayrıca, duruşmaya katılmayan Süleyman Aslan’ın ana davanın duruşma günü 15 Kasım’da hazır edilmesi için süre verilmesine hükmetti.

Nur Erkasap İlk Kez Hakim Karşısında

Ayrıca, "yüksek karlı gizli fon" dolandırıcılığı davasında, Nur Erkasap’ın "müşteki-sanık", Mert Zeydanlı ve Ömer Kahraman’ın ise "müşteki" olduğu dosyanın yargılaması da sürdü. Bu davada, Seçil Erzan savunmasına devam ederken Nur Erkasap ilk kez hakim karşısına çıktı.

Erzan, Erkasap’ın kendisine Fatih Terim’in referansıyla geldiğini ifade etti. Terim’in kendisini arayarak "Seçil, bana nasıl kazandırıyorsan, aynı şekilde Nur’a da kazandır," dediğini öne sürdü. Erzan, “Bizde ve başka bir bankada mevduatları vardı. Bana onları elden nakit verdi. Tam hatırlamıyorum. Nur Erkasap’a ‘Ben sana faiziyle geri öderim,’ dedim. Gerçek bir dolandırıcılık yapsaydım, paraları hesaba yatırırdım,” dedi.

Erzan, müşteki Zeydanlı’nın da parasını aynı şekilde aldıklarını belirtti. Erkasap’a, Terim’in gayrimenkullerini satabilmek için para bulamadığını söylediğini ifade eden Erzan, Zeydanlı’nın para göndereceğini ve senedi Erkasap’ın imzalamasını istediğini kaydetti.

Erkasap ise duruşmada, sanığa 500 bin dolar verdiğini ancak sadece 80 bin dolar geri alabildiğini söyledi. Ömer Kahraman’ı tanımadığını belirten Erkasap, "Seçil bana, ‘Abla ben gelemiyorum’ deyince, ben de ‘Tamam alırım,’ dedim. Hesabıma para geldi. Volkan beni aradı, ‘Nur abla sana para göndereceğim, bunu Seçil’e gönderir misin?’ dedi. Ben de aynı aileden olduğumuz için sorgulamadım, ‘Tamam,’ dedim. Bu fon olayında bir açık oluyormuş, bu açığı kapatmak için kendisi Mert Zeydanlı’dan para bulmuş, bana da söyleyince paramı kurtarmak için düşünmeden o senedi imzaladım. Daha sonra senedimi aldım. Fatih Terim fonu değil, Hakan Ateş ve akrabalarının içinde olduğu bir fon olduğunu söyledi. Seçil’den şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum," ifadelerini kullandı.

Ara Karar Alındı

Mahkeme heyeti, ara kararında tüm dava dosyalarının ana dava ile fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verdi.

Olayın Geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Seçil Erzan "sanık", Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani ise "müşteki-sanık" olarak yer alıyor. İddianamede, Erzan’ın özel bir bankanın bünyesinde yüksek kar getirici bir fon olduğunu söyleyerek, Haghani ve Aslan’ı bu fona para yatırmaya ikna ettiği, Haghani’den 200 bin dolar, Aslan’dan ise 2 milyon dolar aldığı belirtiliyor.

Taraflar arasındaki ilişkinin normal bir bankacı-müşteri ilişkisinin ötesine geçtiği ifade edilen iddianamede, Erzan’ın acil kredi ihtiyacında müştekilerden kazanç karşılığında ödünç para aldığı kaydediliyor.

Erzan’ın savcılıkta verdiği ifadesine de yer verilen iddianamede, "Süleyman Aslan büyük bir tefecidir. Benden bu zamana kadar defalarca para karşılığı faiz almıştır. Süleyman Aslan isimli tefeciden Moci’yle 10 milyon lira para aldım, 14 milyon lira olarak geri ödedim. Moci, bana verdiği paraların bankada yasal olarak değerlendirilmediğini biliyordu. Buna rağmen bana dönem dönem para getirip yüksek faizle geri alıyordu," diyerek ifade vermiştir.

Aslan’ın birkaç kez yüksek miktarda parayı Erzan’a verdiğini belirmesi ve Haghani’nin ifadesinde Erzan’ın Aslan’dan 14 milyon lira geri ödemeli 10 milyon lira ödünç para aldığını, bu parayı Erzan’ın evine kendisinin götürüp bıraktığını kaydettiği belirtiliyor.

Erzan’ın "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 6 yıldan 20 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede, Aslan ve Haghani’nin ise "tefecilik" suçundan ayrı ayrı 2’şer yıldan 6’şar yıla kadar hapis ve parasal ceza ile karşılıklı olarak cezalandırılması isteniyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Banka Müdürü İddiasıyla Dolandırıcılık Davası

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!