Carry trade iddialarına sert tepki gösteren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin (TKBB) İstanbul’da düzenlenen 23. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Bakan Şimşek, ekonomiye dair önemli mesajlar verdiği toplantısında, “carry trade” iddialarına da sert tepki gösterdi. Şimşek, “Bu aralar yeni bir hikaye üretiyorlar, ‘carry trade’ diyorlar. Bizim programımız sırtını carry trade’e dayamaz. Biz asla sıcak paraya güvenmeyiz.” ifadelerini kullandı.
Bakan Şimşek, konuşmasında Türkiye’ye ciddi kaynak girişi olduğunu belirtti. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkarken Türkiye’ye önemli derecede kaynak girişi olduğunu vurgulayan Şimşek, uluslararası bankalardan sağlanan kaynakların küresel piyasalara kıyasla daha uygun ve uzun vadeli olduğunu dile getirdi.
Carry Trade, düşük faizli bir para biriminde borçlanıp, yüksek faiz getiren bir para birimine yatırım yaparak elde edilen kazanç anlamına gelmektedir. Bu işlem için öncelikle parayı dolara çevirip daha sonra istenilen ülkenin para birimine transfer etmek gerekmektedir. Daha sonra yüksek faiz getiren hazine kağıtlarına para yatırarak değerlendirmenin beklenmesi gerekmektedir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in carry trade iddialarına sert tepki göstermesi, Türkiye’nin ekonomik politikasının sıcak para girişine dayalı olmadığını işaret etmektedir. Şimşek, ülkeye sağlanan kaynakların uzun vadeli ve uygun maliyetli olduğunu belirterek, Türkiye’nin sıcak paraya güvenmediğini vurgulamıştır.
Carry trade işlemleri genellikle yatırımcılar tarafından riskli olarak görülmektedir. Bu tür işlemlerde ani değişiklikler yaşanabileceği için yatırımcılar ciddi kayıplar yaşayabilir. Türkiye’nin ekonomisini sıcak para girişine dayandırmadığı ve uzun vadeli kaynaklara odaklandığı için carry trade işlemlerinden uzak durduğu belirtilmektedir.
Sonuç olarak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in carry trade iddialarına sert tepki göstermesi, Türkiye’nin ekonomik politikalarının sürdürülebilir ve uzun vadeli kaynaklara dayandığını göstermektedir. Sıcak paraya güvenmeyen Türkiye, uluslararası bankalardan sağladığı kaynakları uygun şartlarla ve uzun vadeli olarak değerlendirmeyi tercih etmektedir.