Gazeteci Abdülkadir Selvi, köşe yazısında Rusya’da meydana gelen ve 150’ye yakın insanın hayatını kaybettiği saldırıyı ele aldı. Selvi, bu olayı “Rusyanın 11 Eylül’ü” olarak nitelendirerek, Türkiye’de planlanan bir katliamın nasıl engellendiğini anlattı.
ABD’nin DAEŞ’i kullanma şeklini eleştiren Selvi, ABD’nin DAEŞ’i “İngiliz anahtarı” gibi kullandığını belirtti. Suriye’ye giriş nedenlerini ve PKK-YPG’yi destekleme konusunu da vurgulayan Selvi, Moskova’daki saldırı hakkında Rus istihbaratının önemli bir rol oynadığını söyledi. ABD’nin uyarısına rağmen saldırının gerçekleşmesi durumunda Rus istihbaratının başarısız olduğunu belirtti.
Terör örgütlerinin arkasında uluslararası istihbarat servislerinin olduğunu ifade eden Selvi, saldırıları gerçekleştirirken CIA ve Mossad’ın büyük rol oynadığını vurguladı. İsrail ve Mossad ile ilgili çeşitli detaylara da değinen yazar, Mossad’ın Türkiye’ye karşı tehditlerini eleştirdi. Türkiye’nin yaptığı operasyonlarla Mossad’ın faaliyetlerinin engellendiğini belirtti.
Türkiye’deki DAEŞ operasyonlarına da değinen Selvi, 1 Haziran 2023-23 Mart 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen 1316 operasyonda 2 bin 733 kişinin yakalandığını, 692 kişinin tutuklandığını ve 529 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini paylaştı.
Türkiye’deki operasyonların önemini Santa Maria Kilisesi saldırısıyla açıklayan Selvi, Polonya’nın İstanbul Başkonsolosunun saldırı sırasında kilisede bulunduğunu ve silahların tutukluk yapması sayesinde büyük bir katliamın önüne geçildiğini aktardı. Mossad ve DEAŞ’a yönelik operasyonlar sayesinde potansiyel büyük saldırıların önlendiğini belirtti.
Selvi’nin yazısında, uluslararası ilişkiler ve terör örgütleri arasındaki bağlantıları detaylı bir şekilde ele aldığı görülmektedir. Türkiye’nin yaptığı operasyonlar ve istihbarat çalışmalarının önemine vurgu yaparak, benzer saldırıları engellemek adına alınması gereken tedbirleri de okuyucularına aktarmıştır.
