Günler günleri kovalıyor, güneş aynı güneş, ay aynı ay,
Dünya yine aynı yörüngesinde dönüyor.
Gecenin karanlığında parlayan sokak lambaları göz kırpıyor, tüm gizemli güzelliğine rağmen tek düze ve sıradan.
Sabah aynı sabah, tanyeri ağarmış, kahvemden medet umuyorum, kokusundaki büyüde keyiflenmeyi bekliyorum nafile, dışarıda tek tük geçen araçların uğultusu yaklaşıp kayboluyor.
Saatin tik takları kalbimin ritmi ile eş zamanlı…
Her zamanki gibi kalemimin yarenliğine sığınıyorum, ebedi dostumun acımasızlığı üstünde, gerçeğin en gerçek kuyusuna daldırıyor beni.
Yaşam nehrimdeki bitişlerin, önümden akıp giden anlamsızlıklarını gösteriyor.
Daha ne kadar kırıntı avuntularla kendini kandıracaksın, canını acıtan dikenli dallara tutunup, boğulmamak için kirli ruhların yarattığı bataklığa doğru sürüklenmeye, ne kadar devam edeceksin.
Kulaklığımı takıyorum dinlediğim müziğin ritmi, sözleri benliğimde yankılanıyor,
’’ Son durak artık
Nedenlerim çok bıktım
Bu son gidiş olsun lütfen
Geri gelme geri gelme’’
Şarkıyı seslendiren kadının yerinde olmayı diliyorum,
Haykırsam karanlığın bağrına, isyanım çığlığa dönüşse,
Feryadım boşlukta kaybolup gitse, benden uzaklaşsa.
Gönül sazımı alsam elime
Kendi nağmelerimin tınısında salınsam, lacivert gökyüzünde.
Kıvılcımlar saçsam etrafıma,
Yıldızlar sırdaşım, yoldaşım olsa….
ŞULE BECER
Ressam – Yazar
Editörün notu: Ana görsel (resim)
Yazarımız Şule Becer hanımefendinin oğlu