Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye‘nin enerji vizyonunda nükleer enerjinin kritik bir role sahip olduğunu vurguladı. Bayraktar, “Türkiye, 70 yıllık nükleer hayalini artık gerçeğe dönüştürüyor.” ifadelerini kullandı.
Bakan Bayraktar, İbn Haldun Üniversitesi’nin İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile işbirliği içinde düzenlediği “Yarınki Türkiye” temalı TercihFest 2025 etkinliğinde genç aday öğrencilerle bir araya geldi.
Üniversiteye giriş dönemindeki öğrencilere enerji sektörü hakkında bilgi veren Bayraktar, “Saliselerden yüzyıllara kadar uzanan bir yelpazede çalışıyoruz. Zamanın en küçük biriminden başlayarak, yüzyılları aşacak bir süreç tasarlıyoruz. Elektrik, doğal gaz, akaryakıt gibi enerji kaynakları, hayatımızın her anında kesintisiz bir hizmet olarak ihtiyaç duyduğumuz unsurlar.” şeklinde konuştu.
Dünyada elektrikleşme eğiliminin hızlandığını, birçok sektörün elektrikli hale geldiğini belirten Bayraktar, şunları ifade etti:
“Enerji ihtiyacımız bugün olduğundan daha fazla olacak. Yapay zeka ve büyük veri gibi önemli gelişmeler, enerji talebimizi daha da artıracak. Dolayısıyla enerji, yaşamımızın her aşamasında var olmaya devam edecek. Meslek seçerken hangi alanların daha fazla gelişmeye açık olduğuna dikkat etmelisiniz. İşte burada bahsettiğim alan enerji sektörü.”
Enerji alanının birçok meslekle kesiştiğini dile getiren Bayraktar, bu alanın mühendislik ve teknik boyutunun yanı sıra ekonomi, iktisat ve uluslararası ilişkiler açısından da önemli olduğunu belirtti.
Bakan Bayraktar, Türkiye’nin enerji güvenliğinin geleceği için kritik olduğuna değinerek, “Enerji bakanı olarak elimde çözmem gereken iki ana sorun var: Biri artan enerji talebi, diğeri ise Türkiye‘nin dışa bağımlılığı. Enerji güvenliğini sağlamak için dışa bağımlılığı ortadan kaldırmalıyız.” dedi.
Bayraktar, Türkiye’nin enerji alanında dışa bağımlılığını azaltma hedefleri doğrultusunda yürütülen çalışmaları değerlendirerek, “Enerjide dışa bağımlılık, Türkiye‘nin kaderi değildir. Araştırmalarımızı sürdüreceğiz ve kaynaklarımızı bulacağız.” sözlerine yer verdi.
Sondaj ve sismik arama gemileriyle geliştirilen teknik kapasiteye değinen Bayraktar, “Artık kendi gemilerimizle denizde ve karada arama yapabilen güçlü bir ekip oluşturduk. Kendi doğal gazımızı ve petrolümüzü aramak için kararlar aldık.” ifadelerini kullandı.
Bakan Bayraktar, gerçekleştirilen keşiflerin yalnızca bugünü değil, yarını da şekillendireceğini vurgulayarak, “Gençlerimizin, mühendislerimizin kendilerine olan güveni, ‘Biz bu işi yaptık, başardık ve daha fazlasını yapabiliriz’ diyecek olmaları bizim için son derece önemli. Yaptığımız çalışmalar, ülkemizin enerji güvenliğine katkı sağlayacak.” şeklinde konuştu.
Nükleer enerjinin Türkiye için önemine dikkat çeken Bayraktar, “1970 ve 80’li yıllarda nükleer enerji mühendisliği bölümünden mezun olan birçok kişi, nükleer santralleri görmeden kariyerlerini tamamladı. Ancak şimdi net hedeflerimiz var. Türkiye, 70 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürüyor. Akkuyu’da dört nükleer reaktörün inşaları sürdürülüyor. 2050’de Sinop, Trakya ve küçük modüler reaktörlerle birlikte 20 bin megavatlık bir nükleer güce sahip olmayı hedefliyoruz.” dedi.
Bayraktar, nükleer enerjinin sadece elektrik üretimiyle sınırlı olmadığını ifade ederek, “Kendi petrolünü, gazını arayan ve üreten, nükleere sahip bir Türkiye, kesintisiz enerji arzı sağlayacak.” diye ekledi.
Yenilenebilir enerji potansiyeline de vurgu yapan Bayraktar, “Türkiye, yenilenebilir enerjiden de ihtiyaçlarını karşılıyor. Enerjinin her alanında büyüme potansiyeli var. Güneşten enerji üretebiliriz, ancak bu panelleri biz üretmeliyiz. Rüzgar türbinlerini de kendi imkanlarımızla üretmemiz gerekiyor. Böylece sanayimizin gelişmesi sağlanabilir.” dedi.
Bayraktar, yeraltı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasına dair önemli mesajlar vererek, “Bu hedefleri başardığımızda Türkiye çok daha güçlü bir ülke olacak. Uluslararası düzeyde etkili bir aktör haline geleceğiz.” ifadelerini kullandı.
İklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye’nin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini belirten Bayraktar, su güvenliği ve kuraklık gibi konuların da kritik gündem maddeleri arasında yer aldığına dikkat çekti.
