İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde gerçekleştirilen operasyonlar hakkında bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Güçlerimiz son 24 saatte Gazze Şeridi’nde güvenlik güçlerimize tehdit oluşturan şüphelilere karşı yönelik yoğun operasyonlar gerçekleştirdi” ifadelerine yer verildi. İsrail ordusu, bölgedeki çeşitli alanlarda, şüpheli kişilerin askerlere doğru ilerlemesinin oluşturduğu tehditler karşısında önlemler aldıklarını bildirdi.
Açıklamanın devamında, Gazze Şeridi’nde yaşanan saldırganlıklar sonucunda, askerlere karşı şüpheli hareket eden bireyler olduğu ve bu durumlar neticesinde ateş açma ihtiyacının doğduğuna vurgu yapıldı. Bu kapsamda, Israel’in fiili müdahaleleri sonucunda, bölgedeki güvenlik durumunun tehlikeye girdiği belirtiliyor.
Kız Çocuğu Hayatını Kaybetti
İsrail ordusunun, 27 Ocak 2025 tarihinde akşam saatlerinde Gazze Şeridi’nde ateşkesi ihlal ederek hedef aldığı bir at arabası sonucunda, ne yazık ki bir kız çocuğu hayatını kaybetti. Bu saldırıda, 3 sivilin de yaralandığı bildirildi. Filistin’in resmi haber ajansı WAFA’nın aktardığı bilgiye göre, İsrail ordusunun Nusayrat Mülteci Kampı’nda sivil taşıyan bir at arabasını hedef alması sonucu, 5 yaşındaki Neda Muhammed el-Amudi isimli kız çocuğu yaşamını yitirdi. Olayda, yaralanan üç kişinin ise acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyduğu belirtildi.
Bu tür olaylar, bölgedeki gerilimi ve sivil kayıpları artıran faktörler arasında yer almaktadır. Ayrıca, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden ateşkese ulaşana kadar gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda, 47 bin 283 Filistinli’nin hayatını kaybettiği ve 111 bin 472 kişinin de yaralandığı kaydedilmektedir. Ölenlerin arasında yaklaşık 17 bin 841 çocuğun ve 12 bin 298 kadının bulunduğu vurgulanmıştır.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü askeri operasyonlar ve bu operasyonlar sırasında sivil kayıpların artması, dünya genelinde insani krizlerin derinleşmesine ve yerel halkın yaşadığı travmaların yok olmasına neden olmaktadır. Özellikle çocuk ve kadınların mücadelesi, toplumların dikkatini bu duruma çekmekte ve uluslararası toplumun tepkisini artırmaktadır.
Gelecekte, bu tür olayların önlenmesi için kalıcı çözümler ve barış görüşmelerinin hızlandırılması gereklidir. Uzun süredir devam eden bu anlaşmazlık, taraflar arasında karşılıklı güvenin sağlanması ve insan haklarının korunması açısından büyük bir zorluk teşkil etmektedir.