İngiltere’deki yoksulluk ve açlık sorununu derinlemesine inceleyen İngiliz Trussell Vakfı, “Açlık ve Yoksulluğun Maliyeti” başlıklı bir rapor yayınladı. Bu rapor, son yıllarda ülkede açlıkla mücadele eden bireylerin sayısında gözle görülür bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Raporun bulgularına göre, son beş yıl içinde açlık riskiyle karşılaşanların sayısı 1 milyon artarken, son yirmi yıl içinde bu rakam 2,5 milyondan fazla bir artış göstermiş durumda.
Trussell Vakfı’nın verilerine göre, 9,3 milyon kişi açlık riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bu sayının yaklaşık 3 milyonunu çocuklar oluşturuyor. Rapor, gelir düzeyi açlık sınırının yüzde 25 altında olan bireylerin sayısının da son beş yılda 1 milyon kişi daha arttığını gösteriyor. Ülkedeki nüfusun durumunu özetleyecek olursak, her 7 yetişkinden biri yoksulluk sınırının altında yaşarken, her 5 çocuktan biri açlık riski taşımakta.
Raporda dikkat çeken bir diğer husus ise, 20 yıl önce açlık riski altında olan bireylerin sayısının yaklaşık 6,7 milyon olduğu ve önümüzdeki yıl bu sayının 425 bin kişi daha artmasının beklendiğidir. Açlık sorununun daha da derinleşmesi durumunda, özellikle çocuklar üzerine olumsuz etkileri kaçınılmaz olacak gibi görünüyor. Özellikle önümüzdeki yıl çocuklar arasında açlık oranının yüzde 20’den yüzde 22’ye yükselebileceği belirtiliyor. Engelliler için bu oran yüzde 53, tek ebeveynli ailelerde ise yüzde 32 olarak öngörülüyor.
Raporda ayrıca, yoksulluk riski taşıyan ailelerin etnik kökenle bağlantılı sorunlarına da vurgu yapıldı. Siyahi ailelerde açlık oranı yüzde 28 iken, beyaz ailelerde bu oran sadece yüzde 11. Yani, farklı etnik gruplardan ailelerin açlıkla mücadele etme durumu ciddi farklılıklar arz etmekte.
Buna karşın, sosyal yardımlardaki artışın olumlu etkileri de kaçırılmamalıdır. Rapor, sosyal destek programlarındaki genişlemenin sonucunda gelecek yıl 1,9 milyon kişinin açlıktan kurtulabileceğini öngörüyor. Bu sayının yaklaşık 600 bininin çocuklardan oluşacağı ifade ediliyor ve hükümetin gıda bankalarına olan bağımlılığı sona erdirme vaadi de raporda hatırlatılıyor.
Ancak, sosyal yardım sistemindeki bazı eksikliklerin giderilmesine ihtiyaç olduğu da vurgulanıyor. Bu eksiklikler, yoksullukla mücadelede daha etkili sonuçlar elde etmek için ele alınması gereken önemli sorunlar olarak tanımlanıyor. İngiltere’deki açlık ve yoksulluk sorununun varlığı, yalnızca bireyler ve aileler için değil, ülke genelinde sosyal ve ekonomik yapılar açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu nedenle, bu konudaki önlemler ve çözümler acil bir eylem gerektirmektedir.
Sonuç olarak, Trussell Vakfı’nın raporu, İngiltere’nin mevcut sosyal ve ekonomik durumunun ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne sermekte ve toplumda açlık ve yoksullukla mücadelede daha etkili bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, bu sorunun çözümü için sadece sosyal yardımların artırılması değil, aynı zamanda köklü bir sosyal yardım sistemi reformu da gereklidir.