Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, ülkesinde 26 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin sonuçlarını sorgulamak amacıyla hukuki bir adım attı. Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamaya göre, Zurabişvili, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak söz konusu seçimlerin iptal edilmesini talep etti.
Bu başvuru, Gürcistan’da gerçekleştirilen seçimlerin evrensellik ve gizlilik ilkelerine uygun olup olmadığını sorgulayan Cumhurbaşkanının iddialarını içeriyordu. Zurabişvili, dilekçesinde, seçim sonuçlarının anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek, mahkemeden bu durumu kabul etmesini ve incelemesini istedi.
Yapılan açıklamalara göre, Cumhurbaşkanı Zurabişvili, seçimlerin yürütülmesinde ciddi usulsüzlükler olduğunu ve bu usulsüzlüklerin sonuçları etkilediğini öne sürmekte. Dilekçesinde, seçim sürecinin özellikle şeffaflık ve adalet açısından eksiklikler taşıdığını vurguladı. Bu başvurunun, Gürcistan’da siyasi atmosferi nasıl etkileyeceği merak konusu. 26 Ekim’de yapılan seçimlerin ardından, siyasi tartışmaların ve kutuplaşmanın arttığı gözlemleniyor.
Seçim sürecinin bu kadar tartışmalı hale gelmesi, ülkenin demokratik süreçlerine olan güveni sarsma potansiyeline sahip. Bu durum, dış politikada da etkiler yaratabilir; zira Gürcistan, hem Batı ile ilişkilerini hem de bölgedeki istikrarı korumak amacıyla sürekli çaba içinde. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bu itiraz, ülkenin iç siyasetinde yeni bir dönemi başlatabilecek (veya başlatamayacak) şekilde gelişebilir.
Zurabişvili’nin bu adımı, muhalefet partileri ve diğer siyasi aktörler tarafından nasıl karşılanacak? Bu soru, gelecekteki siyasi gelişmeler üzerinde belirleyici bir rol oynayabilir. Zira, başarılı bir itirazın ardından, parlamento seçimlerinin yeniden gözden geçirilmesi ve belki de çeşitli yasal düzenlemelerin yapılması gündeme gelebilir. Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin alacağı karar da, ülkenin siyasi manzarasını önemli ölçüde şekillendirebilir.
Gürcistan’daki bu gelişmeler, sadece ülke içindeki siyasi süreçler açısından değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası düzeyde de etkiler yaratacak şekilde önem taşımaktadır. Siyasi istikrarsızlığın, Gürcistan’ın Batılı müttefikleriyle olan ilişkilerini de olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülüyor.
Sonuç olarak, Salome Zurabişvili’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bu başvuru, Gürcistan’daki siyasi ortama dair mevcut belirsizlikleri ve tartışmaları daha da derinleştirebilir. Ülkenin demokratik yapısının ne derece sağlıklı işlediği ve seçim süreçlerinin güvenilirliği, bu başvuru ile birlikte daha fazla sorgulanacak gibi görünüyor.