İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken, bu durum binlerce masum insanı zor bir yaşam mücadelesi vermeye zorlamaktadır. 2023 yılından bu yana, özellikle 7 Ekim tarihinden itibaren, İsrail ordusunun gerçekleştirdiği hava saldırıları sonucunda Gazze’de büyük bir insani kriz yaşanmaktadır. Filistinlilerin yaşadığı trajedi, gözaltılardan açlık sorununa kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Gazze, artık neredeyse bir açık hava hapishanesi haline gelirken, uluslararası kuruluşlar bu acımasız saldırılardan etkilenen bölge halkına yardım ulaştırmak için çaba göstermeye devam ediyor. Özellikle, gençler, yaşlılar, kadınlar ve çocuklar yemek dağıtımı sırasında sırada bekliyorlar. Bu, bölgedeki ciddi gıda sıkıntısını gözler önüne seriyor. Han Yunus kenti, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan bir diğer bölge olarak, İsrail saldırılarından kaçan Filistinlilere kucak açıyor.
Son günlerde, hayır kurumları tarafından düzenlenen gıda yardımları sırasında yoğunluk yaşanıyor. İnsanlar, besin maddelerine ulaşabilmek için uzun kuyruklar oluştururken, bu sıradan olaylar bile bölgede hayatın ne kadar zor olduğunu gösterir nitelikte. Özellikle son 24 saat içerisinde, İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen “3 katliamda” 30 kişinin yaşamını yitirdiği, 99 kişinin ise yaralandığı aktarılıyor. Bu tür olaylar, Gazze’deki can kaybının katlanarak artmasına neden olmaktadır.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının 433 gündür sürdüğünü bildirdi. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana yaşamını yitirenlerin sayısının 44 bin 835’e ulaştığı, yaralı sayısının ise 106 bin 356’ya yükseldiği ifade edildi. Bu durum, Gazze’deki sağlık hizmetlerinin büyük ölçüde aksamış olmasının da bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Enkaz altındaki ve yol kenarındaki ölü sayısının artmasına rağmen, İsrail güçlerinin engellemeleri nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlileri cenazelere ulaşmakta zorluk çekiyor.
Yaşanan bu olaylar, dünya genelinde güçlü tepkilere neden olurken, insanlık adına bir utanç tablosu olarak değerlendiriliyor. İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırıların, uluslararası alanda insan hakları ihlalleri bağlamında ele alınması gerektiği belirtiliyor. Gazze’deki acımasız şartlar altında, yerel halkın dayanışma ve destekle ayakta kalma çabaları dikkat çekiyor. Ancak, bu çabaların ne kadar süreceği ve uluslararası toplumdan gelen yardımların ne boyutta olacağı merak konusu.
Sonuç olarak, Gazze’de yaşanan bu insani kriz, sadece bölge halkını değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Barış ve huzurun sağlanması için uluslararası müdahalelere ihtiyaç duyuluyor. Bu tür çatışmaların sona ermesi ve insan haklarına saygı gösterilmesi, tüm insanlığın ortak sorumluğudur. Gazze halkının yaşadığı zor günlerin bir an önce sona ermesi dileğiyle.