Günümüzün en önemli meselesi aslında iletişim ve iletişimsel sorunlardır. İletişimde terazinin topu kaçtı mı, yani bir dengesizlik oldu mu, tıpkı tahtıravalli misali, “tepedeyim” diye sevinme. Tabiat ana sadece sana iyilik oluversin diye, dengeye gelmen için tepeye çıktığın kadar indiriyor dibe adamı. Klasik fizikteki Newton’un üçüncü kanunu etki-tepki prensibine göre, aldığımız iyi ya da kötü tepki, aslında yaptıklarımızdan kaynaklanıyor. Hani bir atasözümüz var ya, “Ne ekersen onu biçersin” diye; işte klasik fizikteki yaklaşım aynen bu. Ne edersen et, ama bil ki, ettiğin döner senin kendine. Dolayısıyla, bir kötülük ettiysen, malumunuz üzerine fizik kuralları çalışmaya başlıyor ve ettiğin kötülüğü, senin ya da sevdiklerinin başına bir kötülük vererek ödetiyor hayatın dengesi; ama bugün, ama bir gün.
İçindekiler
ToggleKlasik Fizik ve İletişim
Anlayacağınız, klasik fizikte netlik var. Kısasa kısas misali, bir ettin, bir çekiyorsun, diyor klasik fizik. Ya da tersten okursak, hayatta bir şeyden muzdaripsen, “Sen öncesinde bir fenalık mı ettin acaba?” diye düşün diyor klasik fizik; ben demiyorum, ha! Klasik fizik etki-tepki kuralı böyle: Sonuçta başımıza gelenler, sadece o sonuca giden yolda yapıp ettiklerimizden. Ya da tersi, zamanında gerekeni yapmadık, ihmal ettik; sonuç da istediğimiz gibi olmuyor o yüzden. İşte klasik fizikten anladığım bu. Fakat yanlış da anlamış olabilirim; zira çok iyi bir fizikçi olsaydım, işi zaten çözmüş olacağımdan, iletişimsel sorunlarda gidip toslamazdım bodoslama hayata!
Kuantum Fiziği ve İlişkiler
Kuantum fiziğinde ise, yaptığın iyiliğin geri dönüşü belirsizdir; yani kuantum fiziğinde kesinlik yoktur. Yaptığın iyilik için bir teşekkür de alabilirsin veya iyilik ettin ama tutarsızca, fütursuzca “İyilik etmeseydin kardeşim ya!” diye fırça da yiyebilirsin. Ya da iyilik ettin etmesine ama, senin iyiliğine karşısındaki nato mermer, kafa duvar, tık ses yok da olabilir. İşte bu kaotik, belirsiz, net olmayan durum da kuantum fiziğidir. Yani istatistiksel birçoklu ihtimaliyete binaen, ettiğin iyilik karşılığında yüzeysel, yarım ağız bir teşekkür ve üstüne “Hiç de lüzumu yoktu yani, Demet, bu yaptığın iyiliğin” diyerek, senden uzaklaşarak giden canını sıkacak bir tepki de alabilirsin. Sen bastacı ettin, karşıdaki seni dibe de gömebilir.
Hele ki üstelik, “Dur şurayı biraz daha deşip sorayım bakayım netleştirmek için, yahu benim canım çıktı onlara iyilik edeceğim diye,” dersen, karşısındakinden bir makul açıklama gelebilir ya da net cevap alamayabilirsin. Çünkü kendisi de neden bir basit teşekkür edemedi iyiliğine karşılık, bunun cevabını bilmiyor olabilir. Hatta sadece kaprisinden, husumetinden, yaptığın iyilikten gıcık bile olmuş olabilir. Yani anlayacağınız, kuantum fiziği ilişkisi belirsizlik, tutarsızlık, pek çok ihtimal içerdiğinden yorucu da olabilir.
İletişimde Dengeyi Bulmak
Sizin olaya nasıl baktığınıza bağlı. Bazen klasik fizikteki gibi ille de bir ilişkinin adını koymak, ille de bir şeyleri netleştirmek yerine, biraz kuantum fiziğinin geniş ihtimaliyetine dayanarak, karşımızdaki ile iletişimimizde “her şey mümkün ve olabilir” mantığıyla, biraz şu gergin beyin lastiğimizi esnetmemiz de iyi olabilir. Yani artık en azından, “Arkadaş, yaptım ettim, kendimi paraladım, saçımı süpürge ettim, yemedim, yedirdim, giymedim, giydirdim ama…” meğerse kuantum fiziği kurallarına göre bir teşekkür beklemek yerine, her şeyin olabilir olduğunu, “Yapmasaydın arkadaş!” gibi hiç beklemediğim tepkilerle kabağın başıma patlaması, hatta suçlu bile olabileceğim ihtimalini göz önünde bulundurmam gerekirmiş meğer.
Bu şuna benziyor: Birine “canım” diyorsun, sevgide saygıda kusur etmiyorsun, sabrediyorsun, belki büyütüp okutuyorsun; sonra karşılığında saygısızlık, seviyesiz davranışlar görünce, “Dur ama olmadı bu böyle, eğitimli, kültürlü insana yakışmadı bu yaptığın,” diyorsun. Karşındaki kişi yaptıklarını unutup, senin verdiğin tepkiye kızıyor, küplere biniyor da, bir de senden özür dilemeni bekliyorlar. Tetikleyen kendisi ama seni suçluyor verdiğin tepki için. Dünyanın çivisi çıkmış, arkadaş! Kafasına getiriyor insanı hayat; işte bu da kuantum fiziğinin olabilirliği.
Eh, sen de insansın sonuçta: Sus, sus, sus, hep verici ol… Ol da nereye kadar! Ha bir de istediğini yapan eden; hem klasik fiziğe hem de kuantum fiziğine göre istemediğini görmeye, duymaya hazırlıklı gibidir. “Yahu, Demet! Ve la havle ve la kuvvete, ne fizikmiş arkadaş bu yahu!” derseniz, sadece klasik fizik olsun ya da kuantum fiziği olsun, yapıp ettiklerimiz ya da ihmal edip yapmadıklarımız bize yol, su, elektrik olarak geri dönüyor demek istedim, anlayabildiğim kadarıyla…


